İstanbul Üniversitesi
Research Laboratories Information System
Institute Citation
Summary Language
  • All
  • Türkçe
  • English



Thesis
Citation : Rahimov, Erkin. Preterm yenidoğanlarda klinik bulguların, akciğer grafisinin ve kardiak enzimlerin hemodinamik olarak anlamlı patent duktus arteriozus'un saptanmasında, tedaviye yanıtının değerlendirilmesinde ve izleminde kullanımı / Erkin Rahimov : tez dnş.ı Emine Asuman Çoban. xv, 115 y. --Uzmanlık Tezi.-- İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, 2012. (IUMK Yer No : 50340 )

Summary : ÖZET AMAÇ: Pretermlerde hemodinamik olarak anlamlı PDA' nın saptanmasında, tedaviye yanıtının değerlendirilmesinde ve izlenimde kardiyak enzimlerinin ve karina açısının yararlığını prospektif ve kör şekilde araştırılması. Patients and methods: Çalışmamıza gestasyon haftası (GH) < 32 olan 39 preterm alındı. Tüm hastalara postnatal (PN) 3. günde kliniğe ve laboratuar sonuçlarına kör kişi tarafından ekokardiyografi (EKO) uygulandı. Gerekli hastalara kontrol EKO çekildi. PN 0. , 3. , 7. günlerde, tedavi aldıysa öncesi ve sonrasında `'N-terminal pro-brain natriuretric peptide'' (NT-proBNP), kardiyak troponin T (cTnT), kreatin kinaz MB izoforomu (CK-MB) bakıldı. Aynı günlerde çekilmiş PA akciğer grafisi varsa - iki bronş arasındaki karina açısı ölçüldü. EKO' da hemodinamik olarak anlamlı hasta grubu Eha PDA, bu grupta PDA' nın klinik bulguları varsa aPDA adlandırıldı. BULGULAR: Ortalama GH 28.7 ve doğum tartısı 1120 gr' dı. İlk EKO' da hastaların %69.2 `sinde (n=27) PDA, PDA olan hastaların %40.7 (n=11) `sinde Eha PDA vardı. Bu hastaların 8' i aPDA grubunu oluşturdu. Toplam 9 hastaya PDA nedeniyle ibuprofen tedavisi verildi. Karina açısı, NT-proBNP ve cTnT açısından hiçbir grup karşılaştırmada istatistiksel anlamlı fark görülmedi. Sadece PN 3. ve 7. günlerde Eha PDA ve aPDA grubunda CK-MB değerleri anlamlı derecede düşüktü (p=0.017, p=0.026). İstatistiksel olarak anlamlı olmamakla beraber NT-proBNP Eha PDA ve aPDA hastalarda Eha PDA ve aPDA olmayan hastalara göre daha yüksekti. YORUM: Çalışmamızda NT-proBNP, cTnT, CK-MB ve karina açısı hemodinamik olarak anlamlı PDA' nın saptanması ve takibi açısından yararlı bulunmadı.ğını prospektif ve kör şekilde araştırılması.

Institute : İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ UZMANLIK TEZLERİ 2012

Citation : Çakır, Emel. Hipofiz adenomlarının tanısında yardımcı bir yöntem olarak transkripsiyon faktörlerinin (Pit-1, T-pit, SF-1) rolü / Emel Çakır ; dnş. Çiçek Bayındır. viii, 66 y. --Uzmanlık Tezi.-- İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, 2010. (IUMK Yer No : 47703 )

Summary : ÖZET Hipofiz bezi endokrin salgı fonksiyonuna sahip çeşitli hücreleri içerir. Laktotrop hücreler prolaktin (PRL), somatotrop hücreler growth hormon (GH), kortikotrop hücreler adrenokortikotropin (ACTH), tirotrop hücreler tiroid stimulan hormon (TSH), gonadotrop hücreler folikül stimulan hormon (FSH) ve luteinizan hormon (LH) salgılar. Bu hücrelerden köken alan tümörler farklı histopatolojik ve klinik özellikler gösterirler. Bu farklılıkları anlamak, bu tümörleri sınıflayabilmek ve böylece daha etkin tedavi uygulayabilmek için gereklidir. Son zamanlarda hipofiz adenomlarının alt tiplerinin tanısına yönelik olarak bahsedilen 6 hipofiz hormonunu tespit etmek için immünhistokimya (İHK)'sal boyama yöntemi kullanılmaktadır. Bu tekniğin uygulanmasında hormon immünreaksiyonu ile pozitif reksiyon yanısıra zayıf, negatif veya karışık boyanma paterni bulunduğunda tanısal zorluklar yaşanmaktadır. Bu nedenle ek bir yöntem olarak transkripsiyon faktörlerini (Pit-1, Tpit, SF-1) uygulayarak histopatolojik olarak daha doğru tanıya ulaşmak mümkün olabilmektedir. Pit-1 transkripsiyon faktörü, GH, PRL ve TSH üretimiyle ilişkilidir. Tpit transkripsiyon faktörü kortikotrop hücre için spesifiktir. SF-1 (steroidogenik faktör-1) salınımı ise gonadotrop üreten adenomlar için karakteristiktir. Bu çalışmanın amacı daha önceden Gomorinin gümüşleme tekniği ile histopatolojik olarak tanı almış hipofiz adenomu vakalarında hormon immünreaksiyonları ile transkripsiyon faktörlerini karşılaştırmalı olarak değerlendirmek, hormon immünreaksiyonları ile plurihormonal, şüpheli ya da negatif boyanma paternleri izlenenlerde transkripsiyon faktörlerinin doğru tanıya ulaştırmadaki faydasını araştırmaktır. Bu çalışmada 2008 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp fakültesi Nöropatoloji Bilim Dalı'nda incelenmiş ve `'Hipofiz adenomu'' tanısı almış olan 60 vakaya ait materyaller üzerinde Pit-1, Tpit ve SF-1 ekspresyonunu araştırmaya yönelik İHK'sal çalışma yapılmıştır. Araştırma sonucu ulaşılan İHK'sal bulguların tanısal korelasyonu değerlendirilmiş, plurihormonal, kuşkulu veya negatif reaksiyon veren vakalarda transkripsiyon faktörlerinin doğru tanıya ulaştırmadaki yardımı tartışılmıştır.

Institute : İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ UZMANLIK TEZLERİ 2010

Citation : Aydın, Şahin. Implementation of Istanbul University Erasmus information system by using service oriented architecture / Şahin Aydın ; adv. Sevinç Gülseçen. xi, 163 p.--Master's Thesis.-- Istanbul University Institute of Sciences, 2013. (IULC Call Number : 50093)

Summary : ABSTRACT In this thesis, An automated system has been designed and developed by using servicebased architecture to provide fast and reliable execution of student activities, who join Istanbul University International Academic Relations Board (UA?K) Lifelong Learning / Erasmus Programme, activities. Within the scope of Erasmus mobility, outgoing student operations related to exchange process was largely manual.With software application for the Erasmus program that has been developed as a result of this thesis, a higher education program placement, granting, disclaimer, the document dump, a bilateral agreement transactions and all foreign language operations can be carried out. With this software,workload has been reduced and productivity of employees has been increased in UA?K. This system also provides an instant reporting, quick access to information, archiving, time saving ability, reduction in dependence to people and place. With this automation system carried out as dissertation, the university has a significant financial gain considering the cost of the package software and the cost of periodically update.This software also shows the quality of education provided to students, and it is also important in terms of using our own resources to make production. The system has been developed in accordance with Service Oriented Architecture -a modern software technology. Today, many business applications consist of overdependent sub-systems. An amendment to one of the all sub-systems will have a negative impact on the application. This fragile structure makes it diffcult to meet changing bussiness needs and modifications that will be made in the future which leads to very high maintenance costs.In order to increase the reusability, maintenance, and regulations, it is deemed appropriate to develop and design automation system in accordance with service-oriented-architecture

Institute : ISTANBUL UNIVERSITY INSTITUTE OF SCIENCES MASTER'S THESIS 2013

Citation : Keküllüoğlu, Hatun. 0-5 Yaş arası sağlıklı çocuklarda streptococcus pneumoniae taşıyıcılığı, serotip tayini ve antibiyotiklere direnç / Hatun Keküllüoğlu , dnş. Zeynep Çiğdem Kayacan. ix, 55 y. --Uzmanlık Tezi.-- İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, 2011. (IUMK Yer No : 49449)

Summary : ÖZET "Bu çalışmada konjuge pnömokok aşısının kullanımı ile birlikte nazofaringeal taşıyıcılığın en sık görüldüğü 0-5 yaş arası sağlıklı çocuklardan alınan nazofaringeal sürüntü örneklerinde Streptococcus pneumoniae varlığı araştırılmış ve izole edilen suşlarda serogrup/serotip dağılımı ve antibiyotiklere direnç oranları belirlenmiştir. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Sosyal Pediatri Bilim Dalı?ndan takipli 0-5 yaş arası 150 sağlıklı çocuktan nazofaringeal sürüntü örnekleri alındı. 2,5 ?g/ml gentamisin içeren % 5 koyun kanlı agara ekim yapılarak Streptococcus pneumoniae varlığı araştırıldı. İzole edilen Streptococcus pneumoniae suşlarının çeşitli antibiyotiklere direnç oranları disk difüzyon yöntemi ile araştırıldı ve lateks aglütinasyon yöntemi kullanılarak serogrup/serotiplendirme yapıldı. Sağlıklı 150 çocuğun 42?sinde pnömokok suşu izole edildi ve taşıyıcılık oranı % 28 olarak saptandı. 20?si serogrup 19 (% 47), 7?si serogrup 6 (% 16), 5?i serogrup 23 (% 12), 4?ü serogrup 15 (% 9), 2?si serogrup 10 (% 4), 2?si serogrup11 (% 4) ve 1?i serogrup 17 (% 2) olarak belirlenirken bir suş tiplendirilemedi. En sık izole edilen suşlar serotip 19, 6 ve 23 olarak belirlendi. Antibiyotik duyarlılık deneyi sonucunda iki pnömokok suşu oksasiline duyarlı olarak bulundu ve diğer pnömokok suşları için yapılan penisilin E-test sonucuna göre yüksek ve orta düzey penisilin direnci sırasıyla % 4,7 ve % 69 olarak saptandı. Eritromisin, klindamisin, trimetoprim-sulfametoksazol, tetrasiklin ve kloramfenikol direnç oranları sırasıyla % 76 (n=32), % 59 (n=25), % 73 (n=31), % 62 (n=26) ve % 9 (n=4) olarak bulunurken vankomisin, levofloksasin ve telitromisine direnç saptanmadı. En dirençli serogruplar yine serogrup 19, 6 ve 23 olarak belirlendi."

Institute : İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ UZMANLIK TEZLERİ 2011

Citation : Taşcı, Faruk. Sosyal politika-ahlak ilişkisi / Faruk Taşcı ; dnş. Sedat Murat. xvii, 416 y. --Doktora Tezi.-- İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011. (IUMK Yer No : 48326 )

Summary : ÖZET Sosyal politika, modern ve genç bir bilimdir; aynı zamanda her geçen gün önemi artmakta olan bir düşünce ve hareket özelliğine sahiptir. Sosyal politikanın önemi ve hareket alanı genişledikçe, ilgi alanları ve konuları da çeşitlenmektedir. Ancak bu çeşitlenme ve genişlemede sabit kalan bir nokta göze çarpmaktadır: Sosyal politikanın, konulara "nasıl" yaklaştığı Bu "nasıllık", "ahlâk"a çağrışım yapmaktadır, çünkü ahlâk da "nasıl olunması" gerektiğine vurgu yapmaktadır. İşte bu noktada sosyal politika ile ahlâkın ilişki zemini görülmektedir. Bu çalışma, bu ilişki zemininin gerçekte var olup olmadığını, varsa hangi çerçevede olduğunu irdelemektedir. Esasında ise, bu ilişkinin nasıl olması gerektiği üzerine bir sosyal politika ahlâkı modellemesi ortaya koymaktadır. Bu modellemenin en temel özelliği, ilişkinin "çok boyutlu" olduğunu beyan etmesidir.

Institute : SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZLERİ 2011

Citation : Topkarcı, Zeynep. Behçet hastalıklarında kır gen polimorfizminin incelenmesi / Zeynep Topkarcı ; dnş. Gülsevim Azizlerli. viii, 102 y. --Uzmanlık Tezi.-- İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, 2010. (IUMK Yer No : 46333 )

Summary : ÖZET Behçet hastalığı (BH) tekrarlayan oral ve genital ülserler, üveit ve deri lezyonları ile karakterize kronik inflamatuar bir hastalıktır. BH'nın etyopatogenezi bilinmemektedir. BH'nın HLAB*51 ve zayıf da olsa HLAB*2702 ile ilişkisi patogenezinde genetik faktörlerin rol aldığını göstermektedir. HLA-B*51 ve B*2702 allelleri ortak olarak Bw4 motifi taşımaktadır ve doğal katil hücrelerin immunoglobulin benzeri reseptörlerinden (KIR) 3DL1 ile bağlanma bölgeleri aynıdır. Bu çalışmada mukokutan ve sistemik tutulumu olan BH'larında KIR gen polimorfizmlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma grubu 107 Behçet hastası, 154 sağlıklı kontrollerden oluşmaktadır. Hasta grubu önce tamamı alınıp, daha sonra alt gruplara (mukokutan ve sistemik tutuluma göre) ayrılarak değerlendirme yapıldı. Hasta ve kontrol gruplarında ve mukokutan ve sistemik tutulumu olan hasta gruplarının KIR gen frekanslarının karşılaştırmasında Ki-kare testi kullanıldı. Behçet hastaları ve kontrol grubunda KIR gen polimorfizmlerinin incelenmesi sonucu istatistiksel olarak mukokutan ve sistemik tutuluma göre anlamlı fark saptanmadı.

Institute : İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ UZMANLIK TEZLERİ 2010

Citation : Demirtaş, Nazlı. İdrardaki ketamin ve metabolitlerinin yüksek performanslı ince tabaka kromatografisi (YPİTK) ve sıvı kromatografisi-kütle spektrometrisi(LC-MS/MS)ile analizi / Nazlı Demirtaş ; dnş. Salih Cengiz. vi,53 y. --Yüksek Lisans Tezi.--İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü, 2010. (IUMK Yer No : 45862)

Summary : ÖZET "Analitik kimyada nicel ve nitel analiz sonuçları önemlidir. Fakat adli bilimlerde toksikolojik analiz sonuçları insan hayatına etkileri bakımından daha da önem kazanmaktadır. Bu amaçla yapılan analizlerin sonuçlarının güvenirliğinin yüksek olması gerekmektedir. Ketaminin rekreasyonal kullanımının popülaritesi, halüsinasyonlar ve ?K-boşluk` denilen kataleptik hali tecrübe eden kullanıcılarla, son 10 yılda dünya genelinde artmıştır. Ketamin alımıyla gerçekleşen kataleptik durumda uyuşukluk ve sedasyon da oluşabilir, bununla birlikte olası amnezi ve saldırgana karşı koymadaki güçlük, onun yakın zamanda cinsel saldırıyı madde ile kolaylaştırmada (drug facilitated sexual assault, DFSA) kullanılmasına yol açmıştır. DFSA şüpheli vakalar saldırıdan 24 saat sonra bildirilir ki bu esnada kurbanda çok az miktarda ilaç kalmıştır. Bundan dolayı bazı gruplar, ketaminin diğer hızlı etki eden sedatif ilaç sınıfındakilerle birlikte yeterli retrospektif tayini için fazla hassas analizlerin kullanım ve gerekliliğini bildirmişlerdir. Çalışmamızda ketaminin biyolojik sıvılardan extraksiyonu için sıvı-sıvı ve katı faz extraksiyon yöntemleri kullanılarak hazırlanan örneklerin klinik uygulama dozlarında ve/veya kötüye kullanımında erişilen dozlarda ketaminin idrar düzeylerini tayininde gerek YPİTK gerekse LC-MSMS yöntemleri acil toksikoloji ihtiyaçlarına yanıt verecek duyarlık ve sağlamlıkta yöntemler olarak optimize edilmişlerdir."

Institute : ADLİ TIP ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZLERİ 2010

Citation : Şayin, Cevat. Toplu pazarlık stratejilerinin geliştirilmesinde oyun teorisinin kullanılabilirliği / Cevat Şayin ; dnş. Sedat Murat. xx, 309 y. --Doktora Tezi.-- İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012. (IUMK Yer No : 49268)

Summary : ÖZET Bu tez çalışmasında, oyun teorisinin, toplu pazarlık sürecinde kullanılabilecek stratejilerin geliştirilmesinde nasıl uygulanabileceğini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır.Bugüne kadar yapılan oyun teorisini ekonomik alanlara uygulama çalışmaları ile genellikle ücret/fiyat seviyesinin tespitine uğraşılmıştır. Bu nedenle de toplu pazarlık stratejileri geliştirmeye dönük oyun teorisi uygulamaları konusu bakir bir alan özelliğini korumuştur. Öncelikle Buzan'ın "zihin haritası" metoduna göre toplu pazarlığın belirleyici etkenleri tespit edilmiş, sonra Branderburger ve Nalebuff'a göre işçi ve işveren sendikalarının "değer ağları" oluşturulmuş ve daha sonra bunların literatürdeki varlıkları belge tarama yöntemi ile sorgulanmıştır. Strateji geliştirmede kullanılacak olan belirleyicilerin profesyonellerce hangilerinin, nasıl kullanıldığı bir saha araştırması ile açığa çıkarılmaya çalışılmış, bu belirleyici etkenlerin toplu pazarlığı etkileme ağırlığı ile taraflar için göreceli değerleri tespit edilmiştir. Araştırma bulgularının test edilebilmesi için bu çalışma kapsamında geliştirilen CeLab Toplu Pazarlık Simülasyon Yazılımı'ndan elde edilen bir toplu pazarlık senaryosunun Porter'ın strateji geliştirme süreci kapsamında analizi ile içsel (IFE) ve dışsal faktörler değerleme (EFE) ve bunları uyumlaştırma (SWOT) matrisleri yardımıyla büyük (mevcut) stratejiler açığa çıkarılmıştır. Branderburger ve Nalebuff'ın "ortaklaşa rekabet" yaklaşımı ile harekât (yeni) stratejiler, "cinsiyet savaşı" oyunu ile de anlaşma noktaları gösterilmeye çalışılmıştır.

Institute : SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZLERİ 2012

Citation : Anchabadze, Nino. Georgien church and its authority / Nino Anchabadze ; adv. Ali Arslan. XVI, 112 p. --Master's Thesis.-- Istanbul University Institute of Social Sciences, 2009. (IUCL Call Number : 45219 )

Summary : ABSTRACT "The history of Georgian Christian church is almost 2000 years old. Christianity was announced the official religion in IV century. Ever since, Orthodox Christianity has had a great impact on the spiritual life of people as well as the general culture, all spheres of everyday and political life. Nevertheless, the history of Georgian Church has not been studied well because there was not proper attention paid to this problem in historiography during the whole Soviet period. The aim of our work is to study the history of Georgian Church from ancient times to the present. We want to give a detailed account of how Christianity was spread on Georgian territory and then how separate episcopacies were unified into one whole Church organization which gradually achieved absolute independence in Christian world and the head of which bears the high title of Catholicos-Patriarch. In the work particular attention is paid to the discussion of less studied issues of the Georgian Church, e. g. the issue of Autonomous Church of Abkhazia, the attitude of the Church towards wars and armed forces that were subordinate to the Church, etc. "

Institute : INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCES MASTER'S THESIS 2009

Citation : Özcan, Burcu. Sosyal sermaye ve ekonomik kalkınma / Burcu Özcan ; dnş. Mithat Zeki Dinçer. xv, 254 y. --Doktora Tezi.-- İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011. (IUMK Yer No : 47832 )

Summary : ÖZET "Sosyal sermaye kavramının İktisat disiplinindeki yeri tartışmalıdır. Kavramın sermaye yapısı, diğer sermaye türlerinin taşımış olduğu somut karakteristikten yoksun olduğu için Ortodoks iktisatçıların büyük çoğunluğu tarafından kabullenilmemektedir. Sosyal sermaye ilişkiler, güven ve karşılıklılık normu gibi soyut unsurları vurgulamaktadır. Özellikleri, sağlık ve eğitimsel yetenekler şeklinde soyut niteliğe sahip kavramları barındıran insan sermayesine benzemektedir. Fakat 1990'lı yıllardaki gelişmelerle birlikte, sosyal sermayenin farklı disiplinlerdeki birçok düşünür tarafından yeni bir sermaye türü olarak kabullenilmeye başlandığı ifade edilebilir. Bu süreç içerisinde Putnam, Leonardi ve Nanetti tarafından 1993 yılında yazılan "Making Democracy Work" adlı eser bir dönüm noktası olarak görülmektedir. Sosyal sermaye, artık birçok çalışmada farklı perspektiflerden tartışılmaktadır. Fakat kavramın bu çalışmalardaki tanımları, ölçüleri ve türleri ise birbirinden farklıdır. Çünkü sosyal sermaye, bu üç özelliği açısından çok boyutlu bir niteliğe sahiptir. Yazarlar, kendi tanımlarına ve ölçütlerine sahip olmakla beraber, aralarında fikir birliğinden yoksundur. Fakat mevcut literatür incelendiği zaman kavramla ilgili çoğu tanımda norm, güven ve sosyal ağ boyutlarının kullanıldığı ve kabul edildiği görülmektedir. Bu çalışmada, sosyal sermaye ve ekonomik kalkınma arasındaki ilişki 46 ülke düzeyinde ele alınmaktadır. Çünkü genellikle yüksek sosyal ve kurumsal güven düzeyinin, yoğun cemiyet üyeliğinin ve güçlü sosyal normların bir ülkenin ekonomik kalkınması için faydalı olduğu kabul edilmektedir. Bu ilişki birçok yazara ait görüşten yola çıkılarak hem teorik, hem de ampirik kısımda tartışılmaktadır. Çalışmanın uygulama kısmında öncelikle, sosyal güven ve ekonomik kalkınma ilişkisi panel veri modeli ile incelenmektedir. Burada soysal güven, sosyal sermayenin ana göstergesi şeklinde kabul edilmektedir. İkinci metot olarak da sosyal sermayenin diğer unsurlarının kullanıldığı kesit veri analizi uygulanmaktadır. Bu iki metot sonucu elde edilen bulgular, sadece bazı hipotezlerin doğrulandığını göstermekle beraber sosyal güven, tüm regresyonlardaki en anlamlı değişkeni temsil etmektedir. Bu nedenle sosyal güvenin, sosyal sermayenin en önemli ve en iyi göstergesi olduğu söylenebilir"

Institute : SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZLERİ 2011

Citation : Abalı, Saygın. Evaluation of thyroid function in preterm newborn with gestational age under 34 weeks / Saygın Abalı ; adv. Asuman Çoban.ix, 119 p.--Thesis of Specialisation in Medicine.--Istanbul University Institute of Child Health,2011. (IUCL Call Number : 47732)

Summary : ABSTRACT OBJECTIVE: This study presents data on thyroid functions of preterm infants and evaluation of factors affecting thyroid functions and long their term effects. METHODS: Perinatal, neonatal data and thyroid functions were collected from 428 preterm infants born with gestational age under 34 weeks, in Istanbul Faculty of Medicine Department of Pediatrics Neonatal Intensive Care Unit between 2006 and 2009. Outpatient clinic data were used for the evaluation of growth and development parameters. The study group divided into three subgroups according to gestational weeks (<28, 28 - 316/7 and 32 ? 336/7). RESULTS: In overall study group gestational age is between 23.9-33.9 weeks, birth weight between 496-3190 g. Twenty five percent of infants were born small for gestational age. Rate of antenatal steroid treatment is 70%. Overall, 20% had bronchopulmonary dysplasia, 13% patent ductus arteriosus, 36% intraventricular hemorrhage, 3% necrotizing enterocolitis. Follow-up rate was 55%. Mean height SDS in six, twelve and twenty four months of corrected age is statisticaly lower in infants born under 28 GW but there is no difference between groups in ages of three and four. Mean age at first thyroid function evaluation was 18 days. Mean fT4 level was statisticaly lower in infants born under 28 GW. Overall, prevalence of hypothyroxinemia and hypothyroidism were 25% and %0.8, respectively. Levotyroxine treatment were given to 51 infants. Mean treatment period was 1.6 years. In this study there was no significant effect of prenatal and postnatal factors on thyroid functions. CONCLUSION: Morbidity rate in preterm newborns is similar to developed countries. Thyroid functions were lower in early gestational age subgroup, probably related to immaturity. More studies are needed to understand what is normal thyroid functions for preterm newborns.

Institute : ISTANBUL UNIVERSITY INSTITUTE OF CHILD HEALTH THESIS OF SPECIALISATION 2011

Citation : Kalehsar, Omid Shokri. Wikileaks belgelerinin türkçe çevirilerine dayanılarak sanal gazetecilikte ideoloji / Omid Shokri Kalehsar ; dnş. Alev Bulut. x, 110 y. --Yüksek Lisans Tezi.-- İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012. (IUMK Yer No : 49494)

Summary : ÖZET Bu çalışma, haber çevirisinde özellikle Wikileaks belgelerinin çevirlerinde ideolojik yaklaşımları Türk basınından örneklerle incelemektedir. İlk olarak, iletişim, haber, sanal gazete ve sanal gazetecilik işlevleri, eleştirel söyle çözümleme yöntemi ve haber çevirisini örneklerle anlatmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde. Medya ve İdeolojik çeviri, Wikileaks belgeleri, Wikilieaks kurucusu Julian Assange'in hayatı, belgelerin içeriği ve bu belgelerin oluşturduğu yankılar anlatılmaktadır. Çalışmanın son bölümde, Taraf , Hürriyet, Cumhuriyet ve Zaman gazetelerinden alınan örnekler, eleştirel söylem çözümleme yöntemiyle vvikilieaks belgelerinin çeviri süreci ve bu süreçte uygulanan ideolojik yaklaşımlar incelenmektedir. Örnekler, "Türk Ordusu ve Demokrasi" ve "Türkiye'nin AB Katılım Süreci, Kaybolan Belge Olayı" belgeleri seçilmiştir. Haberleri ideolojik bir alt yapıyla hazırlamak ya da çevirmek kaçınılmazdır. Çalışmanın temel amacı Wikileaks gibi dünyayı sarsan bir organizasyonun Türkiye'ye dair belgelerinin seçilmesinde, çevrilmesinde ve kitleye ulaştırılmasında dört temel yayın organı üzerinden medyanın ideolojik rolünü ve etkilerini tartışmaktır. Bu doğrultuda iki temel metin dört gazetedeki haber yapılış biçimleri ile ele alınmıştır. Bu çalışma, gazetelerin benzer iki belgeyi farklı anlatım seçenekleri ile nasıl yayımladıklarını göstermektedir.

Institute : SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZLERİ 2012

Citation : Muzır, Erol. Credit risk analysis and measurement in accordance with Basel II regulations: An empirical study to compare traditional econometric models to Artificial Neural Networks and MARS models / Erol Muzır ; adv. N. Hülya Talu. xx, 452 p. --PhD Dissertation.-- Istanbul University Institute of Social Sciences, 2011. (IUCL Call Number : 48259 )

Summary : ABSTRACT Protection of the interests of all parties who provide funds to banks, especially deposit owners, is the most essential circumstance for maintaining trust in banking systems. It is needed to manage successful capital allocations and have enough capital in order to sustain that trust. The recent approaches of risk measurement proposed within the context of Basel II Convergence have let it relatively possible to make efficient decisions on economic capital allocation. In this study, a different research methodology has been developed and introduced as to be an example of credit risk measurement using advanced internal models, unique to the Turkish Banking System. According to the results of our study in which several conditional model proposals based on some parametric and non-parametric techniques are presented, it is concluded that macroeconomic conditions and the choices on credit placements are among the significant determinants of credit risk. We detect also a viable and positive relationship between lending efficiency and liquidity performance. Some robust evidence for the superiority of non-parametric techniques such as Artificial Neural Networks and MARS over their parametric counterparts has been obtained.

Institute : INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCES PhD DISSERTATIONS 2011

Citation : Özberk, Nejdet. Diplomacy for export and investment: The case of Turkish commercial diplomacy / Nejdet Özberk ; adv. Levent Ürer. ix, 208 p. --Master's Thesis.-- Istanbul University Institute of Social Sciences, 2010. (IUCL Call Number : 45835 )

Summary : ABSTRACT With the end of the Cold War in general and as a consequence of the influence of globalization in particular, the importance of the economic dimension of foreign policy is more accentuated at the beginning of the 21st century. Globalization, competition, and interconnected markets have increased the power of businesses, importance of investors, capital and customers. And governments have realized the importance of commercial diplomacy. Commercial diplomacy, as the term suggests, is the diplomacy related with commerce: the work done by the governments to promote both exports and inward investments. Governments play a major role but they do not act alone and the private sector is involved in commercial diplomatic activities. Both export promotion and inward investment promotion are individually well-researched, but few attempts have been made to consider them together in the relevant literature. In this era of globalisation, the two activities are becoming increasingly interlinked and this underscores the relevance of this research. The plan of the work is as follows. In the introduction, a brief survey of commercial diplomacy is drafted. In the first chapter, the term commercial diplomacy and related terms are defined, and main actors and a brief literature review described. In the second chapter, the following basic structures, processes and the best practices of commercial diplomacy are analyzed : export and investment promotion agencies, human and financial resources, strategic approaches, firm, sector and country/market targetting, export and investment promotion programs such as use of trade fairs and trade missions, the pricing of services, cross-fertilisation, the use of information and telecommunication technologies and performance evaluations. On the other hand, since the early 1980s, Turkey has shifted its development strategy from protectionism and import substitution to an export-oriented development strategy with the efforts to increase exports and to attract foreign direct investments and thus commercial diplomacy has gained more importance. However, commercial diplomacy implementation has not been successful enough. So the third chapter of this work is focused on the question of how the Turkish commercial diplomacy to be structured and implemented. And in the conclusion the main findings and policy suggestions are given.

Institute : INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCES MASTER'S THESIS 2010

Citation : Mısırlı, Füsun. Gıda üretim tesislerindeki farklı yüzeylere uygulanan değişik içerikli dezenfektanların bazı patojen mikroorganizmalar üzerine etkilerinin araştırılması / Füsun Mısırlı ; dnş. Ali Aydın. xii, 63 y. --Yüksek Lisans Tezi.-- İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2009. (IUMK Yer No : 45243 )

Summary : ÖZET "Gıda endüstrisinde temizlik ve dezenfeksiyon amacıyla çeşitli noktalarda birçok çeşit dezenfektan kullanılmaktadır. Bu çalışmada özellikle halk sağlığı için önem taşıyan ve indikatör ya da patojen olarak değerlendirilen Staphylococcus aureus, Salmonella Typhimurium ve Escherichia coli'nin kontrol altına alınması amacıyla, hazır gıda endüstrisi kullanımı için geliştirilen dört adet farklı dezenfektan çeşidinin (Kuarterner Amonyum Bileşikleri (KAB), fosfat, klor ve alkol içeren dezenfektan) belirli süreler (1, 3, 5, 10 ve 15. dakika) ile önerilen (% 2) ve diğer konsantrasyonlarda (% 0.1, % 0.5) TSE EN 1276 Süspansiyon Test Yöntemi ile etkinliği araştırılmıştır. Buna göre KAB'nin S. aureus üzerinde, fosfatlı dezenfektanların ise E. coli üzerinde çok etkili olduğu belirlenmiştir (P< 0.05). Klorlu bileşiklerin hem S. aureus hemde E. coli üzerinde, alkollü dezenfektanın ise tüm mikroorganizmalar üzerine etkili olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak, farklı dezenfektanların değişik mikroorganizmalar üzerinde etkili olduğu saptanmıştır. Ayrıca gıda işletmelerinde kullanılan dezenfektanların üretici firmalar tarafından önerilen konsantrasyon ve sürelerde kullanılmasının halk sağlığı açısından büyük önem taşıdığı belirlenmiştir. "

Institute : SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZLERİ 2009



© 2019 İstanbul Üniversitesi
Bilgi İşlem Daire Başkanlığı